بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
   |   Künye   
Ditib - Rinteln Mevlana Camii
Anasayfa  |  Önsöz  |  Güncel  |  Aktiviteler  |  Faaliyetler  |  Resimler  |  Videolar  |  Ziyaretci Defteri   
  Menü
» Anasayfa
» Önsöz
» Güncel
» Aktiviteler
» Faaliyetler
» Resimler
» Videolar
» Ziyaretci Defteri
  ALLAH (c.c.)
» Esmāül Hüsnā
» Esmāül Hüsnā - Slayt
  Peygamberimiz (s.a.v)
» Efendimizin Hayatı
» Efendimizin Veda Hutbesi
  Namaz Bilgisi
» Abdest nasıl alınır
» Namaz Duaları
» Namaz Sûreleri
» Namaz nasıl kılınır
» Teravih Namazı
  Dini Bilgiler
» 40 Hadis
» 40 Hadis Videolar
» İslam Barış Dinidir
» Kul Hakkı nedir?
  Mübārek Geceler
» Mübārek Geceler
» Mevlid Kandili - لیلة مواليد
» Regâib Kandili - لیلة الرغائب
» Miraç Kandili - لیلة المعراج
» Berat Kandili - نصف شعبان
» Kadir Gecesi - لیلة القدر

Camimizin bahçesinde kuzu ziyafeti

Cemaatimizden olan ve birbirlerine küs olan iki kişinin barışmasınından sonra, orada bulunan ve küs arkadaşları barıştırmak için uğraşanlara Murat Demirel ve Cemil Tapkıran tarafından (bu güzel sonucunu kutlamak amacıyla), bir kuzu kesilerek ve etini orada bulunanlara ziyafet vermek için söz verilmiş.

27.09.2009 - Pazar günü, Rinteln Mevlana Camisinde kuzu ziyafeti vardı.
Murat Demirel ve Cemil Tapkıran tarafından verilen söz yerine getirildi ve kuzu kesildi, kesilen kuzunun eti taraflarından Camimizin bahcesinde kavurularak, orada bulunanların ziyafetine sunuldu. Ziyafette bir araya gelen gençler aralarında güzel şakalar ve sohbetler yaptı. Allah dileklerini, Niyetlerini gönüllerine göre versin ve bu vesile ile Allah Dualarını ve Dualarımızı kabul etsin.

Konu ile ilgili güzel bir Vaaz   Indir/Yazdir  İndir/Yazdır

İslam Barış dinidir

Dinimizce "Küsmek"(Müslümanın Sakınması Gereken Bir Cahiliye Ahlakıdır)

Kuran 'dan uzak insanların ahlakının en belirgin özelliklerinden birisi "küsmek"dir. Küsmek, insanların birçoğunun hoşlanmadıkları durumlarla karşılaştıklarında, öfkelendiklerinde, sinirlendiklerinde, karşı taraftan bekledikleri tavrı görmediklerinde geliştirdikleri bir kötü ahlak özelliğidir.
Ailelerinden, arkadaşlarından, çevrelerinden bu özelliği görerek büyüyen çocuklar, bir süre sonra bu tavrı daha da geliştirerek karekterlerinin bir parçası haline getirirler. İsteği oyuncak alınmadığında ya da istediği yere gezmeye götürülmediğinde bir çocuk anne-babasına küser. Bir arkadaşına öfkelendiğinde arkadaşına, haksızlık yaptığını düşündüğünde kardeşine çok ödev verdiğini düşündüğünde öğretmenine ve bunun gibi hayatında yer alan bir çok kişiye karşı küsme eylemini geliştirerek büyür. Cahiliyenin bu ahlakıyla büyüyen insanlar yetişdiklerinde de bu ahlakı göstermeye, kendi iş arkadaşlarına, çocuklarına veya komşularına küserek devam ederler.
Çocukken şuur sahibi olmamanın ve dünyayı, insanları tanımamanın sonucunda oluşan bu tavrı, yetişkin, oldun ve aklıbaşında her insanın mutlaka terk etmesi gerekmektedir. Bu da ancak Kuran 'da Allah 'ın bizden istediği ahlakı göstermekle, olaylara Kuran 'ın gösterdiği bakış açısıyla bakmakla mümkündür.

Müslüman böyle bir ahlaktan neden kaçınmalıdır?

Müslümanın cahiliye ahlakına ait bu özelliğe karşı hem çok dikkatli olması hem de böyle bir ahlak göstermekten şiddetle kaçınması gerekmektedir. Çünkü herşeyden önce küsme dine uygun bir tavır değildir. Allah ’ın Kuran ’da bizlerden göstermemizi istediği ve Kuran ’da tarif edilen üstün ahlaktan çok uzak bir tavırdır. Allah ’ın beğenmediği ve razı olmayacağını bildirdiği bir karakter bozukluğudur. Ancak elbette küsme dendiğinde yalnızca çocuklukta olduğu gibi hiç konuşmama, birşey sorulduğunda başını diğer yöne çevirme gibi davranışlar algılanmamalıdır. İnsan küstügünde karşı tarafla konuşmak, sorulara cevap vermek, zorunlu durumlarda gereken diyaloğu kurmak durumunda kalabilir. Küsme, insanın karşısındakiyle olan samimi, içten insani bağlantısını koparmasıdır. Sevgisini, saygısını, şefkatini, merhametini ifade etmesini, birinci dereceden bir ruh bağlantısı kurmasını engelleyen, insanı karşısındakinden uzaklaştıran bir ruh halidir. Küsme, insanın küstüğü kişiyle arasında manevi bir boşluk oluşturur; şefkat, merhamet hissini yok eder. Kişinin üzerinde negatif bir elektrik meydana getirir. Ruhta oluşan bu manevi boşluk insanın yüzüne, konuşmalarına, bakışlarına etki eder. İnsan küstüğü kişiye güzel, anlamlı bakamaz, vicdanı rahat olmadığı için bakışlarını kaçırır, samimi konuşamaz, karşısındakini övemez, onun güzel özelliklerinden dolayı mutlu olamaz.

Küsme her yönüyle insana zarar veren bir tavırdır. Allah Kuran ’da insanlardan nasıl bir ahlak göstermelerini istediğini bildirmiştir. Küsme Kuran ’ı yaşamayan ve Allah ’ın istediği ahlaktan uzak insanların gösterdiği bir tavır bozukluğudur. Müslüman Allah ’ın razı olmayacağı bu ahlaktan şiddetle sakınmalıdır. En başta Allah ’ın razı olmayacağını bilmek, kişinin sakınmasını sağlayacak en önemli sebeptir.

İnsanın böyle bir tavır içerisine girdiği anlar, Kuran ahlakından uzaklaştığını gösterir. 1 saat, 1 gün, 1 hafta veya 1 dakika ne kadar sürerse sürsün, insan bu ahlakı gösterdiği zaman süresince Allah ’ın istemediği bir tavrı yapmakta ve o zaman dinimini kayıp içerisinde geçirmektedir. İnsanın Allah ’ı düşünürken, Allah ’ın kendisine şahdamarından bile daha yakın olduğunu bilirken böyle bir tavra girmesi mümkün değildir. Böyle zamanlar insanın büyük olasılıkla Allah ’ın yakınlığını, Allah ’a hesap vereceğini unuttuğu ve vicdanının sesini gözardı ettiği anlardır. Örneğin insan Müslüman kardeşine küserek geçirdiği 1 saati, Allah ’ın ahirette karşısına kendisinden hoşnut olmadığı bir an olarak çıkaracağını bilse, böyle bir tavra cesaret edemez. Allah ’ın Enam Suresi’nin 162. ayetinde, “De ki: "Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, dirimim ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah 'ındır." sözleriyle bildirdiği gibi, Müslüman hayatının her anını Allah için yaşar ve Allah ’ın istemediği bir tavrı göstererek tek bir saniye bile geçirmekten kaçınır. Bu yüzden Müslümanın Allah ’ın istemediği her tavırdan uzak durması, dikkatini açması ve iradesini, gücünün yettiği ölçüde kullanması gerekir.

Küsmenin insana getirdiği zararlardan birisi de, kişinin neşesini, sevincini yok etmesidir. Oysa sevinç ve iş neşesi Allah ’ın Müslümana hem dünyada hem de asıl hayatları olan ahirette verdiği en büyük nimetlerdendir. Müslümanın dünyada da kesintisiz olarak ahiret neşesi içinde olması gerekir. Küsme insanın neşesini, sevincini ve coşkusunu ortadan kaldırır; içine kapanmasına, sürekli bir öfke haline ve gerginliğe sebep olur. İnsan bu şekilde kendisine zulmetmiş ve kendisini mutsuz edecek, neşesini engelleyecek bir ahlaka kendi kendisini itmiş olur. Müslümanın böyle bir tehlikeye karşı uyanık ve temkinli olması, cahiliyeden getirilen bu ahlakı üzerinden tamamen atması gerekmektedir.

Müslümanı bu ahlakı göstermekten alıkoyacak en önemli sebeplerden birisi de, insanın dünyadaki vaktinin küsmeye ayrılamayacak kadar kısa ve geçici olmasıdır. Müslümanın dünyada geçirdiği zamanın her dakikası, her saniyesi çok değerlidir. Bu geçirilen son derece kısa zaman diliminin her saniyesi, Allah ’ın hoşnut olmasıyla sonsuz bir cennet hayatına veya Allah ’ın razı olmaması sonucu ebedi bir cehennem hayatına dönüşebilir. Bu yüzden Müslüman, her an bitebilecek olan dünya hayatının her anında Allah ’ı razı etmeye, Allah ’ın beğendiği ahlakı göstermeye çalışmalıdır. Küsmenin Allah ’ın beğenmediği bir tavır olduğunu bilerek, bir an dahi olsa Allah korkusunun gücüyle bu tavra cesaret etmemelidir.

Küsme Kuran ’dan uzak insanların yaşadığı cahileye ahlakının bir parçasıdır ve Allah ’ın beğenmediği bir ahlak özelliğidir. Allah ’tan korkan ve samimi iman eden Müslümanlar ahlaklarında bu özelliğin en ufak bir parçasına bile yer vermekten kaçınırlar. Müslüman bu tavrın hiçbir şeye bir çözüm olmadığının, insana manevi olarak büyük kayıplar verdiğinin, kişinin dini samimi olarak yaşamasının önünde engel oluşturduğunun bilincindedir. Samimi ve yalnızca Allah rızasına dayalı bir sevgi ve dostlukta küsmeye yer olmadığının; ihlasla iman eden bir kişinin küsmeye güç bulamayacağının farkındadır. Müslüman herşeyin çözümünü, her sorunun cevabını Kuran ’da bulur. Kuran dışında cahiliye kurallarına, cahiliye ahlakına yönelmekten sakınır. Allah Maide Suresi’nde hükmü en güzel olanın Rabbimiz olduğunu bizlere şöyle bildirmektedir:

Onlar hala cahiliye hükmünü mü arıyorlar? Kesin bilgiyle inanan bir topluluk için hükmü, Allah 'tan daha güzel olan kimdir? (Maide Suresi, 50)
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Erkek olsun, kadın olsun, dünya işleri için, müminin mümine darılması, onu terk edip uzaklaşması, aradaki bağlılıgı, ilgiyi kesmesi caiz değildir.

Dargın olana, üç günden önce gidip barışmak, daha iyidir. Güçlük olmaması için, üç gün izin verilmiştir. Daha sonra günah başlar ve gün geçtikçe artar. Günahın artması, barışıncaya kadar devam eder.

Hadis-i şerifte,
- Sana darılana git, barış! Zulüm yapanı affet. Kötülük yapana iyilik et! buyuruldu.

Üç günden fazla dargın duran kimse, şefaat olunmazsa, affolunmazsa, Cehennemde azap görecektir. Günah işleyene, ona nasihat olmak niyeti ile ondan uzak durmak iyidir. Allahü teâlâ için darılmak olur.

Birbirine dargın olanları barıştırmak gerekir.
Hadis-i şerifte,
- Hastanın halini sormak için 2 km git, küs olan kimseleri barıştırmak için 4 km, bir din kardeşini ziyaret etmek ve ilim adamından bir mesele öğrenmek için de 6 km git!)
buyuruldu.

Hz. Musa,
- Ya Rabbi, dargın olanları barıştırana ne ecir verirsin? diye sordu.
- Hak teâlâ, (Kıyamet gününde selamet verir, korktuğu şeylerden emin eder, umduğu şeylerle şereflendiririm)
buyurdu.

Dargın olanların, bayramı veya baska bir günü beklemeyip, hemen barışması gerekir. Hoşgörülü olmalı.

Allahü teâlâyı ve Peygamber efendimizi seven kimse, insanların kusurlarına bakmaz, hoşgörülü olur. İyi insan, yani mümin herkesle iyi geçinir. Başkalarına sıkıntı vermediği gibi, onlardan gelecek eziyetlere de katlanır.

Bir kusurundan dolayı iyi bir kimseye darılmamak gerekir. Dargınlık olsa bile 3 günden fazla sürmemelidir. Bayrama kadar süren bir dargınlık olduysa, daha fazla gecikmeden barışmalıdır.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

- Bir müminin din kardeşiyle üç günden çok dargın durması caiz değildir. Üç gün geçtikten sonra, onunla karşılaşırsa, ona selam verip hatırını sormalıdır. O kimse selamını alırsa, birlikte, sevaba ortak olurlar. Selamını almazsa günaha girer. Selam veren de küs durma mesuliyetinden kurtulmuş olur.

- İki kişi, birbirine dargın olarak ölürse, Cehennemi görmeden Cennete giremez. Cennete girseler de birbiriyle karsılasamazlar.

- İnsanların amelleri, pazartesi ve persembe günleri Hak teâlâya arz olunur. Hak teâlâ da, kendisine şırk koşmayan herkesi affeder. Ancak bu mağfiretten birbirine kin tutan iki kişi istifade edemez. Cenab-ı Hak, “O iki kişi barışıncaya kadar amellerini getirmeyin” buyurur.

- Birbirinizle münasebeti kesmeyin! Birbirinize arka çevirmeyin! Birbirinize kin ve düşmanlık beslemeyin! Birbirinizi kıskanmayın! Ey Allah ’ın kulları kardeş olun! Bir müslümanın diğer kardeşine darılarak 3 günden çok uzaklaşması helal değildir.

- Birbirine dargın iki kimseden, hangisi önce selam verirse, günahları affolur. Verilen selamı öteki almazsa, bu selamı melekler alır. Selam almayan kimseye de seytan, sevinerek iltifatta bulunur.

- Müslüman kardeşine, üç günden fazla dargın duran kimse, ölünce Cehenneme gider. [Cehennemde günahı kadar ceza çektikten sonra çıkar.Yahut sefaate veya affa uğrarsa hiç Cehenneme girmez.]

Ara bulmak ve yalan

Müslümanların birbirine olan haklarından birisi de iki kişinin arasını bulmak, küsleri barıştırmaktır.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
- Nafile namaz, oruç ve sadakadan daha faziletli amel iki kişi arasını bulmak ve düzeltmektir. Çünkü ara bozukluğu dini kökünden yıkar.

Bu yüzden küs ve dargın durmayın, ALLAHTAN KORKUN !!!

 

 
İki parmağının ucunu gözüne koy. Bir şey görebiliyor musun dünyadan?
Sen göremiyorsun diye bu alem yok değildir. Görememek ayıbı, göstermemek kusuru, uğursuz nefsin parmağına ait işte.   [Hz. Mevlânâ]


 
  Güncel Resimler
  Bu Sayfayı Paylaş
  Duyurular
» Güncel Gazete Haberi
» Erkek Öğrencilere Kur-an Dersi
» Kız Öğrencilere Kur-an Dersi
» Temel, Dini Bilgiler Yarismasi
» Aramızdan ayrılanlar
  Hutbeler
» Cuma Namazı ve Hutbe
» Kurban Bayramı Hutbesi
» Ramazan Bayramı Hutbesi
» Haftanın Hutbesi
» Arşivdeki Hutbeler
  İlim
» Süleyman Çelebi ve Mevlid
» Hz. Mevlânâ 'nın Hayatı
» Hz. Mevlânâ 'nın bazı sözleri
  Çocuk Bölümü
» Ēizgi Filmler
  İnteressant Linkler
» Sarf Malzemeleri
» Kıble Tesbiti
» Altın Çocuk
Herşey ALLAH (c.c.) Rızası için
Tüm Hakları Saklıdır. © 2009-2013   -   DiTiB Türkisch Islamische Gemeinde zu Rinteln e.V.   -   DiTiB Türk Islam Cemiyeti (Rinteln Mevlana Camii) - Im Emerten 1 - 31737 Rinteln

 Künye | |
eXTReMe Tracker