20.09.2009
Hutbeyi İndir/Yazdır
Ramazan Bayramı
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌ فَأَصْلِحُوا بَيْنَ أَخَوَيْكُمْ وَاتَّقُوا اللّٰهَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ
(Hucurât, 49/10)
وَ قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمْ
لاَ يُؤْمِنُ أَحَدُكُمْ حَتَّى يُحِبَّ لِأَخِيهِ مَا يُحِبُّ لِنَفْسِهِ
(Buhârî, “İman”, 7)
Muhterem Mü’minler
Rahmet ve mağfiret mevsimi Ramazan ayını geride bırakarak, sevgi ve şefkatle birbirimize ellerimizi uzatma ve kaynaşma günü olan bayrama ulaşmış bulunuyoruz. Bizi, bu mübarek güne ulaştıran Yüce Rabbimize sonsuz hamd ve senalar olsun. Mübarek Ramazan bayramı, bütün Müslümanlara kutlu olsun. Yüce Rabbimiz bu mübarek günü, güven, esenlik, barış ve huzura vesile kılsın.
Değerli Mü’minler!
Ramazan ayının huzur, rahmet ve mağfiret ikliminden geçerek sabahın şu erken saatlerinde Rabbimizin huzurunda toplanmanın sevincini hep birlikte yaşıyoruz. Bayramlar, iç dünyamızdan başlayarak sevgi ve huzuru dalga dalga topluma yaymanın, birbirimizi kardeş bilerek daha çok gözetmenin ve hoş görmenin, öksüzleri sevindirmenin, yoksulları barındırmanın, yakınlarımızdan başlayarak dargınları barıştırmanın ve sonuçta birbirimizin gönlüne girmenin sevincini yaşadığımız kutlu zaman dilimleridir.
Bayramlar, her yıl gelip geçen sıradan bir tatil günü değil, insanî ve dinî güzelliklerin birlikte yaşandığı, birlik, beraberlik, sevgi ve saygının güzel örneklerinin sergilendiği, toplumun bütün kesimlerinin birbiriyle kaynaştığı paylaşma ve dayanışma günleridir.
Bayramlar neşe, sevinç, sevme, sevilme ve sevindirme günleridir. Toplumların birlik ve beraberlik duygularının zirveye ulaştığı, dayanışma ve kaynaşmanın daha yoğun yaşandığı müstesna zaman dilimleridir. Bu bakımdan bayram günlerimizi olabildiğince hayırlı olacak şekilde değerlendirerek en başta anne ve babalarımız olmak üzere büyüklerimizi, hastalarımızı, komşularımızı, akraba ve dostlarımızı ziyaret etmeliyiz. Bu vesile ile fakirleri, yetimleri, kimsesizleri ve çocukları sevindirmeliyiz. Dargın olanları barıştırmalıyız. Bu en coşkulu kaynaşma gününde, bu mutluluğun dışında kalmamaya ve bu kaynaşmanın dışında hiç kimseyi bırakmamaya büyük özen göstermeliyiz.
Değerli Mü’minler!
Bayramı sadece kendimiz ve çevremizde yaşamayalım, onu evlerden evlere, gönüllerden gönüllere taşıyalım, yakınlarımızı, komşularımızı, dostlarımızı sevgiyle kucaklayalım. Bayramda kırgınlığa, dargınlığa, küskünlüğe son verelim; özellikle varlık sebebimiz olan anne ve babalarımızı, aile büyüklerini unutmayalım ve onların hayır dualarını alalım. Evinde ve yatağında ziyaretçi bekleyen insanlarımızı hatırlayalım; öksüz ve yetimleri, muhtaç ve kimsesizleri sevindirelim. Bizler güzel imkânlar içerisinde bayramın mutluluğunu yaşarken yeryüzündeki sosyal ve iktisadî dengesizlikler, çıkar kavgaları, insan eliyle üretilen felâketler neticesi acı ve ıstırap çeken, sevinç ve mutlulukla bayram yapmaya hasret kalan, gözyaşı, şiddet, savaş ve yoksulluğun gölgesinde bayramı geçiren din kardeşlerimizi unutmayalım ve onlar için de dua edelim.
Ramazan’da elde ettiğimiz kazanımları, güzel haslet ve yüksek değerleri Ramazan sonrasında da devam ettirmeye çalışalım. Manevî bir kimlik aşısı olan bayramda, ‘kendisi için arzu ettiğini başkaları için de arzu eden gerçek iman bilincine[1] ermek dileğiyle bayramınız mübarek olsun.
________________
[1] Buhârî, “İman”, 7.